Biri tanıdık bir yüze baktığında beyninin burnu, gözleri, ağzı, çeneyi ve yanakları bir kimlikle eşleştirmesi yarım saniyeden az sürüyor. Bu süper güç benzeri davranış çoğumuz için o kadar zahmetsizce gerçekleşiyor ki bunun üzerinde hiç düşünmüyoruz bile. Ancak herkes bu lükse sahip değil…
Bazı insanlar tüm yaşamları boyunca gelişimsel prosopagnozi olarak adlandırılan, bilinen yüzlerin tanıdık gelmediği veya yabancı yüzlerin şaşırtıcı bir şekilde tanıdık göründüğü gizemli bir durumla mücadele ediyor. Hatta yüz körlüğü yaşayan bazı kişiler aynada kendilerini bile tanıyamıyor.
Bugüne kadar dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 2’sinin bu bilişsel bozukluğun bir türüne sahip olduğu tahmin ediliyordu. Ancak Harvard Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırmaya göre yüz körlüğü düşünüldüğü kadar nadir olmayabilir.
Son yıllarda medyanın ilgisini çekmesiyle nedeniyle giderek daha fazla insan yüz körlüğü ile kişisel mücadelesini anlatmak üzere öne çıkıyor. Fakat bu rahatsızlıkla doğduğunu düşünenlerin yarısından fazlası, en yaygın teşhis standartlarını karşılamıyor. Hafif vakalar araştırmalara dahil edilmemekle birlikte, popülasyon düzeyinde açıkça göze çarpıyor.