Kızarmış ekmeğin yanan kısımlarını kazıyanlardan mısınız? Yapılan son araştırmalar bunun hiç de yanlış bir hareket olmadığını gösteriyor.
2002 yılında Stockholm Üniversitesi’ndeki bilim insanları kızarmış ekmeklerin yanan bölümlerini kazımanın aslında son derece akıllıca olduğunu keşfetti. Patates, ekmek, bisküvi, tahıl ve kahve gibi bazı gıdalara 120 derecenin üzerinde ısı uyguladığımızda akrilamid adı verilen bir maddenin oluştuğunu bulan uzmanlar, bu maddenin şeker içeriğindeki asparajin amino asidi ile reaksiyona girdiğini tespit etti.
Maillard reaksiyonu olarak adlandırılan bu süreç, yiyeceklerin kahverengileşmesine neden oluyor ve yiyeceklere o kendine özgü lezzeti veriyor. Ancak bilim insanları, akrilamid dozlarının hayvanlarda kanserojen olduğunu buldu.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’ne göre akrilamid, başta çocuklar olmak üzere insanların kansere yakalanma riskini artırabiliyor. Bununla beraber, akrilamidin insanlar üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmacılar henüz kesin bir sonuca varabilmiş değil.
Lübnan’daki Beyrut Arap Üniversitesi’nde tıbbi laboratuvar bilimleri doçenti olan Fatima Saleh, “Neredeyse 30 yıldır ‘muhtemel insan kanserojeni’ olarak sınıflandırılmasının ardından, akrilamidin insanlarda kesin kanserojen madde olduğuna dair hâlâ tutarsız kanıtlar var. Fakat insanlar üzerinde daha fazla çalışma yapmaya devam edersek, akrilamidin sınıflandırmasını insan kanserojeni olarak değiştirmek için yeterli veriye sahip olabiliriz” diyor.
Bilim insanları akrilamidin insanlar için nörotoksik olduğundan, yani sinir sistemini etkilediğinden emin. Bunun kesin nedeni hâlâ tam olarak anlaşılamasa da akrilamidin sinir hücreleri içindeki yapısal proteinlere saldırdığı veya sinir hücrelerini hasardan koruyan anti-enflamatuar sistemleri baskıladığı teoriler arasında yer alıyor.
Akrilamidin toksik etkilerinin kümülatif olduğu (zamanla biriktiği) kanıtlandı; bu da uzun bir süre boyunca az miktarda akrilamid tüketmenin uzun vadede organları etkileme riskini artırdığı anlamına geliyor.