Yaklaşık bir milyon yıl önce insanoğlu vücudundaki kılları kaybetti. Yani çoğunu. Yeni bir araştırmaya göre bu, memelilerin kürklerini korumasını ya da kaybetmesini belirleyen evrimsel bir dönüm noktası.
eLife dergisinde yayınlanan çalışma, genetik yapımızı filler, denizayıları ve armadillolar da dahil olmak üzere diğer 62 memelininkiyle karşılaştırarak, tüysüzlüğün farklı zamanlarda farklı türlerde nasıl evrimleştiğini inceledi. Çalışmada ayrıca vücut kıllarıyla bağlantılı yeni genler ve gen düzenleyicileri de tespit edildi. Uzmanların belirttiğine göre yok olmamış, sadece bastırılmış olan bu genler kellikten kansere kadar birçok genetik rahatsızlığın tedavisi olabilir.
Farklı memelilerin genetik kodlarındaki geniş çaplı değişiklikleri karşılaştırmak, uzmanların insan sağlığı üzerinde derin etkileri olan soruları araştırmasına da yardımcı olabilir:
Berkeley’deki California Üniversitesi’nde bütünleştirici biyoloji bölümünde yardımcı doçent olan Peter Sudmant, “Bunun çok güçlü bir uygulama olduğunu düşünüyorum” diyor. Kullanılan araştırma yöntemi, dizilim teknolojisinin hızla ilerlediği ve bilim insanlarının uzun DNA dizilerini daha hızlı ve daha doğru bir şekilde okumasına olanak sağladığı ortaya çıktı.
Pittsburgh’daki Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Amanda Kowalczyk ve Pittsburgh Üniversitesi’nden Maria Chikina ile birlikte çalışmayı yürüten Utah Üniversitesi’nden Nathan Clark, vücut kıllarımızın çoğunun kaybında yüzlerce genin rol oynamış olabileceğini söylüyor. Araştırmacılar, geliştirilmesine yardımcı oldukları hesaplama araçlarını kullanarak, insan vücudunun tamamını kaplayan kıl genlerinin hala genetik kodumuzda olduğunu ancak bu genlerin bastırılmış olduğunu buldu.
Clark, “Pek çok memelinin kıl kaybı adaptasyon amacıyla gerçekleşti” diyor. “Düşündüğünüzde vücudu kıllarla kaplı olan bir yunusun, bir balinanın ya da bir denizayısının yüzerken zorlanacağı açık. Suda rahatça hareket edebilmek için aerodinamik olmaları gerekiyor. Bu nedenle artık o kıl örtüsüne ihtiyaçları yok.”