İnsanlar mutsuzluklarını, rahatsızlık duydukları şeyleri ve endişelerini pek çok farklı ve zaman zaman görkemli yolla seslendirebiliyor. Cümleler kurmak zorunda da değiliz; homurdanıyoruz, bağırıyoruz, inliyoruz, yakınıyoruz… Bunlar için en azından bir ağız gerekiyor gibi düşünebilirsiniz ancak bitkiler alemini inceleyen son araştırmalar bir ağza sahip olmanın şart olmadığını gösteriyor!
Stres altındaki bitkiler metrelerce öteden duyulabilen, işitilebilir sesler çıkarıyor. Çıkardıkları sesten ne kadar kötü bir gün geçirdiklerini anlayabiliyoruz. Araştırmanın sonuçları hakemli akademik dergi Cell’de yayınlandı. Sesi aşağıdaki oynatıcıdan dinleyebilirsiniz.
Açıkçası rahatsızlık hisseden bitkilerin çıkardığı sesler, yaklaşan bir deadline öncesi çıkarabileceğiniz endişeli mırıldanmalarla aynı değil. Gerçekleşen şey kabaca, minik kabarcıkların patlayıp bitkinin damar sistemi içinde minik şok dalgaları üretmesi. Araştırmacılar, bu çıtlama seslerinin yine bir sese neden olan ve endişeyle de ilişkilendirilen parmak çıtlatma hareketine benzediğini ancak bitkilerde bu durumun söz konusu hareketten farklı olarak bir tür kavitasyonun sonucunda gerçekleştiğini aktarıyor.
Tel Aviv Üniversitesi’nden biyolog Prof. Lilach Hadany, “Kavitasyon yani çürüme en azından seslerin çoğu için en olası açıklama” diye konuşuyor. Aslında bitkiler vızıldayan arılar gibi sürekli olarak ses çıkaran organizmalarla etkileşime girer ve ayrıca diğer bitkiler de dahil olmak üzere diğer yaşam formlarıyla kimyasallar aracılığıyla iletişim kurar. Bunların literatürde yer almasına rağmen söz konusu işitilebilir sesleri algılayan ve işitilebilir sesler üreten bitkiler olunca literatürü tamamen bir sessizlik kaplıyordu.