Bilim insanları Mars ve Jüpiter arasındaki ana asteroit kuşağında suyla dolu yeni bir göktaşı türü tespit etti.
Bu asteroitler Güneş Sistemi’nin iç kısmında yer alan ve H2O ile dolu olduğu bilinen tek cüce gezegen olan Ceres ile çarpıcı benzerliklere sahip. Ceres’e nispeten yakın olsa da bu göktaşları kuşaktaki daha büyük kardeşlerinden uzaktaki bir yörüngede dönüyor.
Hawaii’deki NASA Kızılötesi Teleskop Tesisi’nde gerçekleştirilen bu keşif, ana kuşaktaki asteroitlerin soğuk bir bölgeden, belki de Neptün veya Plüton’un ötesinden göç ettiğini kanıtlar nitelikte. Bu ipuçları, ilkel güneş sistemindeki dev gezegenlerin şiddetli yerçekiminden etkilenen asteroitlerin Güneş’e nispeten daha yakın olan bugünkü konumlarına geldiği teorisini doğruluyor.
Suyun Dünya’ya nasıl geldiği hâlâ gizemini koruyor. Bazı bilim insanları Dünya’nın 4,5 milyar yıl önce, içindeki gazları dışarı püskürterek sonunda yağmurun yağmasına olanak sağlayan bir atmosfer oluşturduğuna inanıyor. Diğerleri ise Güneş Sistemi’nin dışından gelen uzay taşlarının su getirmesi sonucu okyanusların oluştuğunu öne sürüyor.