İnsanlık tarihi boyunca Ay, Dünya ile yakından ilişkili, mistik ve gizemli bir cisim olarak görüldü. Ay’ın nazik çekim kuvveti gelgitlerin ritmini belirlerken, soluk ışığı da yeryüzündeki geceleri aydınlattı. Tüm uygarlıklar takvimlerini Ay’a göre ayarladı, Ay’ın doğuşunu ve batışını takip etti.
Bazı teorilere göre gezegenimizde yaşamı mümkün kılan koşulları ve hatta ilk etapta Dünya’da yaşamın başlamasını Ay’a borçlu olabiliriz. Dahası, Ay’ın gezegenimiz etrafındaki eksantrik yörüngesinin bugün hayatımıza hükmeden bazı önemli hava sistemlerinde rol oynadığı düşünülüyor.
Dünya etrafındaki kibar dansını gerçekleştirirken Ay daireler çiziyor ama kendi etrafında dönüş hızı, Dünya’nın etrafındaki dönüş hızı ile aynı olduğu için onun sadece bir yüzünü görebiliyoruz.
Bu süreçte Ay yavaş yavaş gezegenimizden uzaklaşıyor. Bilim insanları, Apollo görevlerindeki astronotlar tarafından Ay yüzeyine yerleştirilen yansıtıcılara lazerler göndererek, Ay’ın Dünya’dan ne kadar hızlı uzaklaştığını hesapladı.